Maden hukukunun ,madencilik faaliyetlerinin içerdiği özellikler nedeni ile diğer hukuk düzenlemelerinden farklı özellikler içermelidir.[1]Bu özelliklerin başlıcaları şunlardır:

a)Madenler bulundukları yerde üretirler.Diğer sanayi ve ekonomik faaliyetlerde , faaliyetin icra edileceği yer konusunda farklı alternatifler rahatça bulunabildiği halde, madencilik madene bağlıdır,doğal kaynağın bulunduğu yerde yapılma mecburiyeti vardır

b)Madenler tükenen doğal kaynaktır. Üretilen madenin aynı hacminde aynı madenin tekrar bulunma ihtimali yoktur. Tüketildiğinde sonlanırlar.

c)Madencilik faaliyetleri en az zarar, en fazla yarar ilkesine göre üretilmelidir. Uluslararası kabul görmüş deyimi ile “sürdürülebilir kalkınma “ ihtiyacını karşılamalıdır Maden arama ve üretimi yüksek risk içerdiği, her zaman bilinmezleri içinde taşıdığı için özel bir faaliyet türüdür. Bu nedenle de özel hükümlere tabi olmalıdır.

d)Madencilik projeleri iş kazaları bakımından da yüksek risk içerir. Bu nedenle de özel düzenlemeye ihtiyaç duyar.

e)Anayasa Mahkemesinin “… Bu sektörde (madencilik ) faaliyet gösteren bazı firmalar dünya çapında monopol durumuna gelmiş olup, stratejik önemdeki madenlerin arama ve işletme ruhsatlarını ele geçirdikleri gibi, dünya pazarlarında da üretim ve fiyat politikalarını diledikleri gibi düzenleyebilmektedirler. Bu dev monopollerin, özellikle azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin madencilik sektörü üzerinde doğrudan veya dolaylı, açık veya gizli, baskı ve kontrolları vardır.” [2]

Şeklinde değerlendirmesi vardır. Bu nedenle bu gizli,baskı ve kontrolün bir olgu olarak kabul edilmesi gerekir.Bu nedenlerle maden hukuku konusu, bu hukukun gerektirdiği özelliği nedeni ile farklı yoruma ihtiyaç duymaktadır.Maden ruhsatlarının kıymet takdiri de bu özellikler dikkate alınarak yapılmalıdır.

Anayasa’mıza göre , madenler devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Devlet, kamu menfaati amacı ile madenleri ,özel kişilere arama ve işletme amacı ile maden ruhsatına bağlı haklar sağlayabilir.

Maden kanunda ki yetkilendirmeler, maden arama ,işletme ve buluculuk hakkıdır. Maden ruhsatı maden arama ruhsatı olarak arama , maden işletme ruhsatı maden işletmesinin devlet tarafından yetkilendirilmesidir. Maden kanununda göre de Arama Ruhsatı : Belirli bir alanda maden arama faaliyetlerinde bulunulabilmesi için verilen yetki belgesi.İşletme Ruhsatı : İşletme faaliyetlerinin yürütülebilmesi için verilen yetki belgesi. Şeklinde tanımlanmış olup ,yetkilendirme olduğunu anlamaktayız.

Maden ruhsatları, Maden Kanunu 5’e göre, devredilebilir, farklı hükümlere göre iptali mümkündür, MK 39’ a göre rehnedilebilinir.,MK 40’a göre haciz edilebilinir, MK 42 ye göre’de ipotek edilebilinir.

Tüm bu nedenlerle çıkacak uyuşmazlıklarda da, maden ruhsatının kıymetlendirilmesi gerekecektir.

Maden ruhsatlarının kıymetlendirilmesi için, alım satım değeri gibi esaslar dahilinde bir kıymetlendirme yapılıyor ise de, madencilik gibi bilinmezlikler içinde yapılan ve yüksek risk içeren bir sektör olması dolayısıyla, objektif anlamda bir alım satım değeri tespit edebilmek mümkün olmamaktadır. Ayrıca konu ile ilgili bir borsa da oluşmadığı için bir borsa değerinden bahsetmek de mümkün değildir.

Maden ruhsatları niteliği gereği ,toprak mülkiyetinden farklı unsurlar içermektedir. Ayrıca, Maden Kanunu 4’e göre de “ Madenler Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, içinde bulundukları arzın mülkiyetine tabi değildir. “ Bu nedenle mülkiyet hukukuna bağlı bir takdir işlemi ,maden hukukuna göre uygun düşmeyecektir.

Geldiğimiz aşama itibarıyla, önümüzde ki sorun yetkinin sınırlarının tartışılmasını gerektirir. Bu sorunun cevabını ise yine maden kanunu çerçevesinde cevaplamalıyız. Maden ruhsatlarının ayrılmaz parçaları ,ruhsat sahibine ödevlerde yükler,bunlardan en önemlisi Maden Kanunu Md:3 de tanımlanmış olup,Arama ruhsatları için Maden arama projesi, Ön İnceleme Raporu, Ön Arama Faaliyet Raporu, Genel Arama Faaliyet Raporudur.İşletme Ruhsatlarıda ise,yine Maden Kanunu’nun Md:3 de tanımlanmış olan Fizibilite Raporu,Proje,İşletme Faaliyet Raporu ,İşletme projesi uygulama raporudur.Bu raporların verimemesi,eksik düzenlenmesi ve tamamlanmaması ruhsatın iptaline varacak sonuçlar doğurmaktadır. (Maden Kanunu 17 ve 24/2) Bu nedenle yukarda sayılan raporlar, arama ruhsatının tamamlayıcı parçalarıdır,ruhsatla bir bütündür.

Ancak , arama ruhsatlarında,mülkiyet hakkı doğuracak maden henüz ortada yoktur. Arama dönemi başlıca üç şekilde sonuçlanabilir.

Birincisi, arama döneminde maden varlığına tesadüf edilmemiş olabilir.Böyle bir arama ruhsatının rasyonel anlamda bir kıymet takdirini gerektirecek durum yoktur.

İkinci sonuç, bir maden varlığına tesadüf edilmiş olmakla birlikte,içinde bulunan ekonomik ve ticari ortam nedeniyle üretime değer bulunamamış olabilir. Bu durumda ruhsatın kıymet takdiri,risk analizleri çerçevesinde değerlendirilebilir.

Üçüncü sonuç, ekonomik bir maden varlığına tesadüf edilmiş ve bu maden rezervi, üç boyutlu olarak tesbiti yapılmış, niteliği ortaya çıkarılmış(tenör ve teknolojik özellikleri ) olabilir.

Bu durumda arama ruhsatının doğurduğu hak, bulunan ve görünür hale getirilen bu rezervin ekonomik büyüklüğü ile ilgilidir. Kıymet takdiride arama dönemi sonunda idareye beyan edilen raporda ki görünür rezerv miktarına göre yapılmalıdır.

Benzer şekilde işletme ruhsatının ayrılmaz parçası da işletme projesidir. Ruhsat sahibinin yetkileri, bu projedeki çerçeve ile sınırlıdır.

Bu nedenlerle, maden ruhsatlarının kıymet takdiri, bağlı olduğu ,ruhsatın ayrılmaz paçaları olan projelerde ki bilgilere göre tespiti gerekir.Diğer bir açıdan, maden hakları ,madenin işletilmesi amacını güder.Bu nedenle de hak ,var olan maden üzerinde doğar. Ruhsata bağlı raporlarda ,görünür rezerv haline getirilen maden,idareye beyanı ile hakkın doğumunu sağlar. Ruhsat, ekinde ki raporlarda belirtilen görünür rezervin işletilmesi yetkisini doğurur. Bu nedenle maden ruhsatının kıymeti ,ruhsatla yetkilendirilen,proje ile beyan edilen görünür rezerv ile açıklanabilir.

Görünür rezervler bir beyan ile oluşmaktadır ve Maden Kanununda ki tanımı :Beyan : İlgililerin resmi kuruluşlara herhangi bir durumu belirlemek veya açıklamak maksadı ile vermiş oldukları yazılı belge. Şeklindedir. Ayrıca Maden Kanununda “Beyan usulü:



Madde 10 – Madencilik faaliyetlerinin bu Kanun hükümlerine göre devamı süresince teknik ve mali konularda yapılan yazılı beyanlar ile yetkili kişilerce tanzim edilen raporlar doğru kabul edilir.


Teknik elemanlar sadece ihtisas sahibi oldukları konularda beyanda bulunabilirler ve beyanları ile sorumludurlar. Ruhsat sahipleri ise teknik konular dışındaki tüm beyanlardan sorumludurlar.


Beyanlardaki hata ve noksanlıklar, idarenin tespiti ve sorumluların uyarılmasından itibaren iki ay içerisinde düzeltilir. Bu sürede gerekli düzeltmenin yapılmaması halinde 20.000 TL idari para cezası uygulanır.(1)


Gerçek dışı veya yanıltıcı beyanda bulunmak suretiyle bu Kanun hükümlerinin uygulanmasını engelleyen ve haksız surette hak iktisabına sebep olan teknik elemanlar uyarılır. Gerçek dışı veya yanıltıcı beyanların üç yıl içinde tekrarı halinde teknik elemanların bu Kanun gereğince yapacakları beyanlar bir yıl süreyle geçersiz sayılır. Fiilin her tekrarında hak mahrumiyeti uygulamasına devam edilir. Uygulanan uyarı ve hak mahrumiyeti, teknik elemanın bağlı bulunduğu mesleki teşekküle bildirilir“

Şeklindedir. Bu nedenle de beyan edilen bilgilerin objektif niteliğe ulaştığını söylemek mümkündür.

Bu nedenlerle, maden ruhsatlarında kıymet takdiri, ruhsatın ayrılmaz parçası olan proje ve raporlara göre tanzim edilmeli ve görünür rezerv esas alınmalıdır.

[1] Doç. Dr Aydın Gülan,Maden Hukukumuzun ana İlkeleri ve Temel Müesseseleri,2008

[2]Anayasa Mahkemesi Esas Sayısı : 1985/20 Karar Sayısı : 1986/30 Karar Günü : 24.12.1986 R.G. Tarih-Sayı : 15.03.1987-19401 )

© 2016 Av. Ömer Günay

Avukat ÖMER GÜNAY

+90 536 892 51 45

omerguna@hotmail.com

Kızılay Mah. Necatibey Cad. 19/1 Çankaya - ANKARA