Mühendislikler içinde en zoru ve cefalısı elbette ki maden mühendisliğidir. Maden mühendisi çoğu zaman teknik görevlerinin yanında, idari görevleri de yapmak zorunda kalmaktadır.Bu nedenle kimi zaman işveren gibi davranmak zorunda kalır; İş kanunu çerçevesinde bu davranışlarında açıklanması gerekir. Bu nedenle iş kanununda yer alan tanımlar kısmında maden mühendisinin yeri tespit edilmeye çalışılacaktır.

1.1 Tanımlar :

İş kanunda maden mühendisinin yerini tespit edebilmek için tanımlar kısmında yer alan ikinci maddeye baktığımızda:

Madde 2 – Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir. İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.

Şeklinde tanımlandığını görürüz. Kanunun bu hükmü gereği işçi,işveren ilişkisinden bahsedebilmek için, bir iş sözleşmesinin varlığı şarttır. O halde, iş sözleşmesi nasıl kurulur sorusuna cevap arayalım.

1.1.1 İş sözleşmesi:

İK Madde 8 – İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.

Şeklindedir.Bu tanımdan çıkardığımız sonuca göre de ,iş sözleşmeleri,iş hukuku öğretisinde de kabul edildiği üzere iş görme,ücret ve bağımlılık unsurlarından oluşur. İşgörme gerçek bir kişinin ekonomik bakımdan iş olarak değerlendirilebilen her türlü çalışmasıdır. Bedensel,düşünsel,teknik,sanatsal ve bilimsel v.b. olabilir. İkinci olan unsur ücrettir. İş görme karşılığında işçi ve işveren arasında kararlaştırılan ve işçiye ödenmesi gereken maddi ve nakit değerdir.Bağımlılık unsuru ise, işçinin, işverene bağlı olması şeklinde anlaşılmalıdır. Çalışma faaliyeti işverenin gözetimi ve denetimi altında yapılır. Ancak bu bağımlılık, iş görme veya iş ilişkisi ile sınırlıdır. Bu sınırları aşamaz.O halde, maden mühendisinin de bir sözleşmeye dayalı olarak, karşılığında ücret aldığı ve işverene bağlı olarak çalıştığı her hizmet iş kanununu kapsamındadır.
BK 394/1 “İş sözleşmeleri,Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tabi değildir.” Hükmünün devamı olarak yorumlanabilecek İK 8/2 “Süresi bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur” kuralı ile açıklanmaktadır.
Kural olarak yazılı yapılması gerekmez, sözlü de yapılabilir. Ancak bir yıldan daha uzun süreli iş sözleşmelerinin yazılı yapılması zorunluluğu vardır.

1.1.2 . İşveren vekili

Ancak maden mühendisi çoğu zaman işçiye talimat veren, iş organizasyonu yapan ve işveren gibi davranandır. İş kanunun da tanımlara göre hem işçi,hem de işverendir.Bu durum iş kanunu 2/4 de

İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir.

İşveren vekili sayılabilmek için iki unsur gerekir: Bunlardan birincisi,işveren adına hareket etmek,diğeri ise işin ve işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev almaktır. Formen,ustabaşı,vardiya amiri, iş güvenliği uzmanı, proje müdürü,şantiye şefi,şantiye şef yardımcısı ,ticaret şirketlerinde genel müdürler (murahhas üye hariç) ve müdürler bütün bunlar tümüyle bireysel iş hukuku anlamında işveren vekilidirler.
Ancak işçi ve işveren vekili arasında ki ilişki bir yetki ilişkisidir. Dolayısıyla işveren vekili, işveren tarafından verilen yetki sınırları içinde sorumludur. Ancak, İş Hukukunda işveren vekili bakımından asıl olan, dayanağını iş sözleşmesinde bulan temsil yetkisidir. Temsil yetkisinin verilmesi herhangi bir şekle bağlı değildir. Temsil yetkisi iş sözleşmesinin yapıldığı sırada ya da iş sözleşmesi devam ederken verilebilir. Temsil yetkisi ister açık ister örtülü olarak verilsin çalışma koşulu halinde geldikten sonra geri alınması ancak İş Kanunun 22.maddesi çerçevesinde yapılabilir. Temsil yetkisi alınmadan yapılan işlemlerden Borçlar Kanunun 32/1 ve 4857 sayılı İş Kanunun 2/4. maddesi uyarınca işveren sorumlu olamaz. İşverence verilen temsil yetkisi, işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev almayı kapsamalıdır. Yönetimde bir görev verilmemiş ise salt temsil yetkisine sahip olmak “işveren vekilliğini doğurmaz. Örneğin, bir işçiye sadece bankadaki paraları çekme veya noterde işlem yapmak için verilen vekâletname tek başına o işçiyi “işveren vekili” yapamayacaktır. Temsil yetkisi ve yönetimde görev almak, işveren tarafından işveren vekiline yöneltilmelidir. Ayrıca, yönetimde görev almak, işin, işyerinin veya işletmenin bütününe yönelik olabileceği gibi, kısmi de olabilir. Sendikalar kanununa göre de yukarda sayılan tüm görevliler işci sendikalarına üye olabilirler. Sendikalar kanununa göre işveren vekili olupta, işveren sayılanlar, işletmenin bütününü yönetenler ve STİK’nun 39/7 fıkrası uyarınca “toplu iş sözleşmelerine işvereni temsilen katılan işçiler toplu sözleşmeden yararlanamaz. Bu nedenle sendikalar kanununa göre iş sözleşmesine göre çalışıyor olmasına rağmen, işci işletmenin bütününü yönetiyorsa işveren sayılırlar.

1.1.2.1 İşveren vekili (Maden Müh) ile işçi arasındaki ilişki (işçi-işçi ilişkisi)
İşveren vekili olarak yetkilendirilmiş maden mühendisi ile diğer işveren vekilleri ve işciler arasında ki ilişkiler bir işçi –işçi ilişkisidir. Bu ilişkiler işveren tarafından düzenlenmiş olmalıdır. Çünkü, her ikisi de işverene bağımlıdır, bunun sonucu da bu ilişkilerin işveren tarafından düzenlenmesi gereğini doğurur. Ancak işveren vekilinin yetkisi çerçevesinde,işciye işverenle eşit düzeyde talimat verme yetkisi kaçınılmazdır. İşveren vekilinin yetkisi içinde ki talimatı,işçi için ,işvereninin verdiği talimatla eşit düzeydedir. Her ikisi de işverene karşı iş görme borcu nedeniyle sorumludurlar.
Her iki grupta çalışanında işverene karşı, iş hukuku çerçevesinde hakları vardır. Başka bir deyişle işveren vekilinin de,işçinin de iş kanuna göre ücret isteme,fazla mesai,ücretli izin varsa kıdem tazminatı ,kötü niyet tazminatı,sendikal tazminat,iş güvencesi tazminatı v.b. hakları yönünden ve talep edilebilme bakımından eşittir.
Sorumlulukları ise, işveren vekilinin,işverenle;işçinin de işverenle yaptığı sözleşmelere göre ayrı ayrı sorumluluğu vardır.Maden mühendisinden beklenen iş görme borcu ,onun işverenle yaptığı sözleşme ile belirlidir. Tekrar etmek gerekirse iş görme,ücret ve bağımlılık unsurları burada da kurucu unsurdur. İşveren vekili (maden mühendisi) ve işçi arasında ki ilişki ücret karşılığında ve işverenin düzenlediği şekilde işi yapmak,karşılığında da ücret almaktır. Birlikte aynı amaç için çalışan işçiler /işveren vekilleri arasında ki ilişkiler işveren tarafından belirlenmelidir.

1.1.2.2 İşveren vekili (maden mühendisi) ile işveren arasındaki ilişki (işçi-işveren ilişkisi)
Bu ilişkinin temeli bireysel iş hukukuna göre, iş akdidir. Olası anlaşmazlıklar iş hukukuna göre çözümlenir. Burada genel ilke dürüstlük kuralıdır.Her iki tarafında dürüst davranması beklenir. İş hukukunda dürüstlük kuralının yorumunda ise, “İş ilişkisi içinde işçinin,ekonomik ve kişisel bakımından bağımlı ve güçsüz durumda bulunması hem iş hukukunun doğumuna hem de bu hukuk dalının ayrı bir hukuk disiplini olarak gelişmesine yol açmıştır. Günümüzde yasama organı bu nedenle işçi-işveren arasında zayıfı korumak amacı ile düzenleme yapmaktadır. Bu nedenle dürüstlük kuralı,zayıfın korunması amacına hizmet etmelidir.

2.MADEN MÜHENDİSİNİN İŞ KANUNUNUNA GÖRE KARŞILABİLAŞABİLECEĞİ YAPTIRIMLAR

2.1 İdari yaptırım

İdari para cezası kavramı:İdari para cezaları, idare tarafından,idare hukuku usullerine göre, araya bir yargı kararı girmeksizin kararlaştırılıp uygulandıklarından bir idari işlem niteliğindedir.
İdarenin yaptırım uygulama yetkisi ve idari yaptırımlar mutlaka önceden yasayla öngörülmüş bulunmalı ve idarenin kararına karşı yargı organı önünde itiraz hakkı tanınmalıdır. Bu genel ilkelerden hareketle, işveren vekiline uygulanabilecek idari para cezasının kaynağı aşağıda ki kanun maddeleri olabilir.Başka kanunlarda benzer şekilde kanunda açıklandığı şekilde uygulanabilir.

a) İşyerini bildirme yükümlülüğüne aykırılık,
b) Eşit davranma ilkesine aykırılık ,
c).Geçici iş ilişkisi düzenlemesine aykırılık,
d) İşciye belge verme zorunluluğunu ihlal ,
e).Çalışma belgesi vermeme veya yanlış düzenleme ,
f) Toplu işçi çıkarma ile ilgili hükümlere aykırılık ,
g) Ücret ile ilgili hükümlere aykırılık ,

Bu idari para cezalarını düzenleyebilecek idari kurumlar ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü ile ilgisine göre Türkiye İş Kurumu İl Müdürlüğü’dür.Bunun dışında ki idari kurumlar iş kanununda yer alan bu idari pera cezalarını düzenleyemezler.

Madde 108 –
Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları, 101 ve 106 ncı maddelerdeki idari para cezaları hariç, gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürünce verilir. 101 inci ve 106 ncı maddeler kapsamındaki idari para cezaları ise doğrudan Türkiye İş Kurumu il müdürü tarafından; birden fazla ilde işyerleri bulunan işverenlere uygulanacak idari para cezası ise işyerlerinin merkezinin bulunduğu yerdeki Türkiye İş Kurumu il müdürünce verilir ve genel esaslara göre tahsil edilir. 106 ncı maddeye göre verilecek idari para cezası için, 4904 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (h) bendindeki tutar esas alınır.

İdari işlem olan para cezalarına karşı itiraz mümkündür. Uygulanan idari para cezasının iptali süresi içinde istenebilir.

2.2 Cezai yaptırım

Çalışma yaşamını düzenleyen kurallara aykırı hareket halinde uygulanacak ceza yaptırımlarını inceleyen hukuk dalına sosyal ceza hukuku denir. Sosyal ceza hukuku normları idari yaptırımlar gibi önleyici ve caydırıcı özellikleri ile iş hukukunun etkinliğinin, fiilen uygulanmasının sağlanmasında önemli araçları oluştururlar

Madencilik sektörü de ,içerdiği yüksek risk nedeniyle, sık sık iş kazası sonucu ölümler ve yaralanmalarla karşılaşmaktadır.Bunun sonucuda, şantiye veya işletme de en kolay erişilebilir kişi maden mühendisi olduğu içinde, her zaman bu suçlamalarla karşılaşmaktadır.
Ölüm veya yaralanma ile sonuçlanan,iş kazalarında kusurlu işveren vekili de suçlu duruma düşebilir. Bu nedenle karşılaşabileceği cezalar TCK 85-89 maddeleri kapsamındadır.
İş kazası sonucundan yaralama meydana gelmişse 89, ölüm meydana gelmişse 85 nedeniyle yargılanma sonucunu doğuracaktır.
İşveren vekili Maden Mühendislerinin karışabileceği diğer ceza konusu maddeler ise:

TCK m: 117 İş ve çalışma hürriyetini ihlal ,
TCK m: 118 Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi
TCK m: 122 İşe almada ayrımcılık yapma

3.3 Hukuki yaptırım

İşveren işçiyi gözetmek zorundadır. İşveren gözetme borcu gereği işçinin kişiliğini korumak,onun kişilik haklarına saygı göstermekten sorumludur. İşçinin kişiliğinin korunması,onun yaşamının,sağlığının,bedensel ve ruhsal bütünlüğünün,şeref ve onurunun,kişisel ve mesleki saygınlığının,ahlaki değerlerinin,özel yaşam alanın ,genel olarak özgürlüğünün korunmasını içerir.
İşveren iş sağlığı ve güvenliği önlemleri almak zorundadır. Bunun hukuki dayanağı,
İSGK 4. maddesi ve Borçlar Kanunu 417/2 : İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.
Gerek Borçlar Kanununa ve gerek İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre işverenlerin almak zorunda kalacağı önlemlerin neler olacağı bilim ,teknik ve tecrübenin o anda ulaştığı duruma ve düzeye göre belirlenir. Başka bir deyişle işverenler bilimsel ve teknik ilerlemeler sonucunda ortaya çıkan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini sürekli izlemek ve bunları işyerlerinde zorundadırlar. İşveren ekonomik ve mali durumunu yetersizliğini ,işyerini yeni açmış bulunması nedeniyle tecrübesizliğini,bilimsel ve teknik ilerlemeler konusunda ki bilgisizliğini yeni yöntemlerin izlenmesinin ve uygulanmasının özel uzmanlık gerektirdiğini,benzer işyerlerinde bu iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz.
İşveren iş güvenliği önlemlerini alma borcunun yerine getirilmesini bir yardımcı kişiye bırakmışsa,kendi kusuru olmasa bile yardımcı kişinin davranışından doğan zararlardan Borçlar Kanunu 116. maddesine göre kusursuz sorumlu olur. Bu nedenle işverenin sorumluluğu kusursuz sorumluluğa yakındır.
İşveren vekili Maden Mühendisinin sorumluluğunu ise iki unsurla açıklamak gerekir. Birincisi, kazaya neden olan davranış mühendisin yetki alanında mıdır ? İkincisi de kazaya neden olan ihmal(kusur) ,mühendisinden mi kaynaklanmaktadır ? Mühendisin kusurundan bahsedebilmek için , bu iki unsurun birlikte olması aranır. Bu ikisinin varlığı halinde mühendisin kusurundan bahsedilebilir, Bu nedenle de tazminat ödemek zorunda kalabilir. Bunlardan herhangi biri somut olayda mevcut değilse, mühendisin tazminat ödemesi söz konusu olamaz.

3.3.1 Rücu davaları:

Yargıya oldukça fazla intikal edenler özel hukuk davalarıdır. Davalar, iş kazası nedeniyle ölen veya yaralanın işçinin SGK tarafından sigortalılığı nedeniyle, sigorta kurumu tarafından ödenen nakdi ödemelerin ,ilgilisinden rücuan tahsili ile açıklanmaktadır. Başka bir ifade ile iş kazasında yaralanan veya ölen işçiye veya yakınlarına , SGK kanunu nedeniyle,SGK tarafından bir tazminat ödenmişse, SGK ödediği tazminatı sorumlu olan kişilerden tahsil talebi ile dava açmaktadır. Ödediği parayı kusuru nedeni ile sorumlu olandan istemektedir.
Kural olarak işveren vekilinin, hukuk davalarında sorumluluğu yok ise de, işveren vekilinin SGK nın ödediği zarara neden olan ,fiilde kusuru var ise, tazminatla sorumlu olacaktır.
Örneğin SGK 100.000 Tl ödemiş,hukuk davasında kusur oranları işveren vekili 2/8, işveren 6/8 ise işveren vekili 200.000 TL, işveren ise 800.000 TL den sorumludur.
Bu konu sorumlulukla ilgili olup, mahkemeler alacaklıyı (SGK) yı güçlendirebilmek için müteselsil sorumluluk şeklinde hüküm kurmaktadırlar. Bunun sonucunda da SGK alacağını kimden daha kolay tahsil edebilirse ona, veya hem işveren vekiline ve hem işçiye takip yapmaktadırlar. Eğer işveren bir şeklide borca batıksa, ödeme güçlüğü çekiyorsa, bu halde SGK işveren vekili maden mühendisinden paranın tamamını tahsil etmektedir.
Bundan sonra ise maden mühendisi kusuruna karşılık olandan fazlasına ilişkin ödemeyi, işverene yönelmektedir. Bu şekilde mağdur olmuş arkadaşımızın sayısı bir hayli fazladır.
Bu nedenle, açılmış davaların mutlaka takip edilmesi ve bunun avukat aracılığı ile yapılması tavsiye edilir.
Sonuç olarak, bir iş kazasında maden mühendisi,yetkisi içinde kusuru olduğunda ilk olarak ceza davasının sanığı olmaktadır, ikinci olarak da zarar gören tarafından açılacak tazminat talepli davanın davalısı konumunda olmaktadır.
Son olarak ,ceza davasında görülen davada tespit edilen kusur oranları, özel hukuk davalarında ki kusur oranlarının da aynı olacağı sonucu çıkarılamaz.
Yukarda verilen bilgiler genel bilgiler olup, her somut olay için farklı yorumlar yapılabilir. Bu tür sorumluluklardan uzak kalabilmek ve iş kazalarını önleyebilmenin bir yolu da, koruyucu hukuk diye anılan, iş kazası olmadan tedbir almak ve hukuken korunabilecek şekilde davranmaktır.

© 2016 Av. Ömer Günay

Avukat ÖMER GÜNAY

+90 536 892 51 45

omerguna@hotmail.com

Kızılay Mah. Necatibey Cad. 19/1 Çankaya - ANKARA